Bloomberght
Bloomberg HT Görüş İrfan Donat At, eşek, domuz eti yemeye devam..

At, eşek, domuz eti yemeye devam..

Giriş: 12 Ekim 2019, Cumartesi 17:11
Güncelleme: 16 Ekim 2019, Çarşamba 17:30

Tarım ve Orman Bakanlığı, yaklaşık 1,5 yıllık aradan sonra gıda ürünlerine dair taklit ve tağşiş listesini yeniden açıkladı.

Gıda terörüne yol açan firmaların isimleri, markaları ve yaptıkları hileler liste halindek yayınladı.

Son tahlillerde 618 firmanın, 1211 parti ürününde taklit ya da tağşiş yaptığı tespit edildi.

Rastlanan hileler tek tek açıklandı.

İnsanların hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, değiştirilmiş ürünler arasında neredeyse yok yok.

Ama bizim dikkatimizi çeken nokta, geçtiğimiz yıllarda çok sayıda firmanın tüketicilere at, eşek, domuz eti yedirdiği ortaya çıkarken, aradan geçen zaman diliminde çok fazla birşeyin değişmediği ve benzer ürünlerin hala tüketicilere yedirilmeye devam ettiği...

Liste oldukça uzun…

Taklit ve tağşiş yapılan ürünler kategorilere ayrılarak detaylarıyla paylaşılmış.

DANA ETİ YERİNE DOMUZ ETİ YEDİRMİŞLER!

Et ve et ürünleri en dikkat çeken kategorilerin başında geliyor.

Zira, kırmızı etten hamburger köftesine, kavurmadan Adana kebabına, sucuktan kıymaya kadar bir çok et ürününde tek tırnaklı hayvanların etinin kullanıldığı tespit edildi.

Tek tırnaklı hayvan tanımına at, eşek, katır ve domuzun da girdiğini hatırlatmakta fayda var.

Zaten listenin detaylarına bakıldığında köfte harcı, sucuk, salam ve orman kebabı gibi bazı ürünlerde domuz eti kullandığı tespit edilen firma ve markaları da listede yer alıyor.

Birçok restoranın kebap ve lahmacun harcında kanatlı eti tespit edilirken, yine et dönerde kanatlı eti, baş eti ya da sakatat hilesine başvurulmuş.

Yine fermente sucukta da kanatlı eti tespit edilirken, bazı sucuk markalarında ise sindirim sistemi, deri dokusu ya da soya kullanıldığı ortaya çıktı.

Izgara köftelerde de baş eti ve kanatlı eti tespit edilirken, sosislerde ise kanatlı etinin yanısıra deri dokusu da tespit edilen maddeler arasında yer alıyor.

SÜT ÜRÜNLERİNDEKİ HİLELER

Et kısmında durum bu…

Gelelim süt ve süt ürünleri tarafındaki sahtekarlıklara.

Listede, tereyağında süt harici yağ, bitkisel yağ kullanan şirketler ve markaları var.

Yine homojenize yoğurtlarda bitkisel yağ ve jelatine rastlanırken, manda ve keçi yoğurdunda bitkisel yağ kullanan hilekarların yanısıra tulum peynirinde nişasta kullanan, eritme peynirlerde süt yağı harici yağ kullandığı tespit edilen markalar da var.

Bazı şirketler ise ayran ve yoğurtta 'natamisin' kullanmış.

Natamisinin ne olduğunu merak edenler Google’da kısa bir arama yaptıklarında söz konusu maddenin göz çevresindeki mantar enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan bir antifungal ilaç olduğunu öğrenebilir.

Peki böyle bir ilacın ayran ya da yoğurdun içinde işi ne dersiniz?

Maalesef bazı firmalar, natamisini belli gıdalarda oluşan maya, küf ve mantardan korunmak için koruyucu olarak kullanılıyor.

BAL YERİNE GLİKOZ ŞURUBU

Arıcılık kategorisinde ise 28 üründe hile tespit edildi.

Tüketicilere süzme çiçek balı olarak sunulan ürünlerin içinde fruktoz ve glikoz şurubu olduğu ortaya çıktı.

Listenin baharatlar kısmında ise yine insan sağlığını tehlikeye atan birçok hileye başvurulmuş.

Örneğin kırmızı pul ve toz biberlerde boya/gıda boyası tespit edildi.

ZEYTİNYAĞINDAKİ HİLELER

Bitkisel yağ ve margarin kısmında ise özellikle naturel sızma zeytinyağında öne çıkan tağşişler dikkat çekici.

Listede yer alan şirket ve markaların naturel sızma zeytinyağlarında ayçiçek dahil farklı yağlı tohum yağlarının karıştırıldığı ortaya çıktı.

Bazı naturel sızma zeytinyağlarının ise daha düşük kaliteli zeytinyağlarıyla karıştırıldığı belirlenirken, bazılarında pirina yağının da kullanıldığı kaydedildi.

Naturel sızma zeytinyağına daha düşük kaliteli zeytinyağı karıştırdığı tespit edilen şirketler arasında İzmir Torbalı’da faaliyet gösteren Efendioğulları Zeytinyağı Üretim San. Tic. Ltd. Şirketinin Carrefour markası da dikkat çekti.

Ayçiçek yağlarında ise yapılan analizler sonucu ayçiçek yağından başka, farklı tohum yağlarının eklendiği tespit edildi.

Kuruyemiş ve çerezler kısmında ise Antep toz fıstığının içerisine yer fıstığı karıştırılmış.

Meyve ve sebze işleme kategorisinde ise biber salçasında gıda boyası kullanıldığı ortaya çıkarken, şekerli mamüller kategorisinde de benzer hilelere başvurulmuş.

Mesela fıstık ezmesinde gıda boyası kullanılırken, Antep fıstıklı lokumun içine yer fıstığı karıştırılmış.

Taklit ve tağşiş yapılan ürünler bununla sınırlı değil. Alkollü ve alkolsüz içecekler, çikolata, enerji içecekleri de yer alıyor.

TAKLİT VE TAĞŞİŞ LİSTESİ 1,5 YIL SONRA YENİDEN YAYINLANDI

Tarım Bakanlığı en son Mart 2018’de taklit ve tağşiş listesini yayınlamıştı.

Umarız bundan sonraki denetimlerde kamuoyu daha sık aralıklarla bilgilendirilir.

Ama daha da önemlisi kamuoyunun aydınlatılması kadar söz konusu gıda sahtekarlarına karşı ne tür ceza ve yaptırımların uygulandığı.

Zira söz konusu şirket ve markaların ifşa edilmesi ve ödül niteliğindeki göstermelik cezalara tabi olması bu gıda terörünü sona erdirmiyor.

Artık acilen söz konusu sahtekarlıklara kalkışan kişi ve şirketlere ceza ve yaptırımların çok daha caydırıcı ve can yakıcı şekilde düzenlemesi gerekiyor.

Bu konuyla ilgili daha önceki yazımızda dile getirdiğimiz noktaları aynen tekrarlıyoruz.

Taklit ve tağşiş yapan firmalara uygulanan ceza ve yaptırımlar o kadar hafif ki kimse yakalandığı zaman benzer suçları işlemekten çekinmiyor. Aynı suçtan 14 kez yakalanıp, ödül gibi cezayı ödeyerek 15'inci kez aynı suçu işlemeye hazır insanlar var.

Zira kârdan(!) zarar eder bir cezai sistem ile karşı karşıyayız.

Ne caydırıcı bir hapis cezası, ne yüklü miktarda para cezası söz konusu değil.

A şirketi ya da markasıyla yaptığı hile ve sahtekarlıklar sonucu yakalananlar, yoluna B şirketi olarak devam ediyor. Eğer yine yakalanırsa C adında bir firma ile sahtekârlığa devam ediyor. Nasıl olsa alfabede harf çok!

Gıda tüketimi her geçen gün artarken, bu işlerin organize bir hal aldığını görmemek mümkün değil.

Hiçbir caydırıcılığı ya da yaptırım gücü olmayan bir ortamda merdiven altı üretim ve hileler hem 82 milyonu aşkın tüketicinin sağlığına hem de haksız rekabet sonucu sektöre ve ekonomiye ciddi darbe vuruyor.

Türkiye’nin tarımsal üretiminde yaşadığı sorunlara bakarak, arz ve talep dengesizliği sonucu ortaya çıkan fiyat istikrarsızlığı bu tür sahtekârların da ekmeğine yağ sürüyor.

Olan 82 milyon insanımıza oluyor.

Afiyet olsun…

Taklit ve tağşiş yapan şirketlerin marka ve ürünlerinin detaylarına bu linkten ulaşabilirsiniz.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü