Sosyal Güvenlik Kurumu, SSK'lı kadınların yaptığı doğum borçlanmasını, borçlanma için dilekçe verildiği tarihte Bağ-Kur'lu olanlar için Bağ-Kur'a sayıyordu. Yargıtay bu garabete "Dur" dedi.
Kanuna göre, doğum borçlanması yapabilmek için SSK'lı çalışırken doğum yapmış olmak gerekiyor ve bu sebeple borçlanılan sürelerin de SSK'lı gibi değerlendirilmesi yasa gereğidir. Ancak SGK doğum borçlanması yapanlara tuzak kurdu ve "Borçlanma dilekçesi verirken, Bağ-Kur'lu veya isteğe bağlı Bağ-Kur'lu olanların ödedikleri süreleri Bağ-Kur'lu sayacağım" dedi. SGK tarafından hazırlanan 2008/111 sayılı Hizmet Borçlanma İşlemleri Genelgesi'ne göre, "2008 yılı ekim ayı başından önce geçen ve bu tarihten sonra borçlanılan sürelerle bu sürelere ait kazançlar 5510 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre değerlendirilecektir" denilmek suretiyle doğum borçlanma sürelerinin 4/A (SSK'lı olarak) sigortalılık süresinden sayılacağı belirtilmiştir.
'DOĞUM BORÇLANMASI HER ZAMAN SSK'YA' DENDİ
SSK'lıların (4/A) sigortalısı olarak işten ayrıldıktan sonra 300 gün içinde doğum yapma şartı konusunda kaybettiği mahkemeler sonrasında geri adım atan SGK, 300 gün şartını kaldırdı ve bunu 2010/106 sayılı yeni Hizmet Borçlanma İşlemleri Genelgesi'yle duyurdu. Fakat bu genelgeyle kadınlara tuzak hazırladı. Buna göre, doğum borçlanmasının statüsünün, sigortalının borçlandığı tarihteki sigortalılık statüsü olacağı, zorunlu sigortalılığı sona erdikten sonra isteğe bağlı sigortaya prim ödeyenlerden doğum borçlanması yapanların, borçlandırılan doğum sürelerinin 4/B (Bağ-Kur) kapsamında sigortalılık olarak değerlendirileceğini de eklemiştir. Öte yandan ilk genelgede SSK'lı sayılacağı yönündeki bölümün ve örneğin kaldırıldığı da yeni genelgede öne çıkarılmıştır. İzmirli avukat Evran Kırmızı ve müvekkili Nermin Konukçular'ın bu konuyla ilgili açtıkları dava Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nde görüldü ve aşağıdaki karar çıktı.
YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2012/3773
KARAR: Dava, davacının yapmış olduğu doğum borçlanmalarının 5510 sayılı yasanın 4-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve tahsise hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, 5510 sayılı kanunun 41. maddesine göre doğum borçlanması talebinde bulunduğu tarihte Bağ-Kur
sigortalısı olduğu için doğum borçlanması hizmetini Bağ-Kur hizmeti olarak değerlendiren Kurum işlemine itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, davacının doğum borçlanması yaparak kazandığı sürelerin, 5510 sayılı yasanın 4/l-a bendi kapsamında sayılması ve tahsis koşullarının buna göre değerlendirilmesi gerekirken, madde metnine yanlış anlam verilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.