1.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesi gereğince, "Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96'ncı madde hükümlerine göre geri alınır" hükmü sadece 1.10.2008 sonrası aylıkları ilgilendirir.
Ali Bey, kocamla 2001 yılında boşandık ve o tarihten beri vefat eden babamdan yetim aylığı alıyordum. SGK denetmenleri evime geldi ve o gün de eski kocam çocukları görmeye eve gelmişti. Bize "Boşandığınız halde beraber yaşıyorsunuz" deyip 10 yıllık geriye doğru borç çıkardılar. Biz bu parayı ödemek zorunda mıyız? Aylığımı devam ettiremez miyim?
İsmi saklı
Sayın okurum, aslında bu anlaşmalı veya muvazaalı boşanma dedikleri olaya karşıyım, ama kanun bu, elimizden fazla bir şey gelmiyor. Sizin konunuza gelince, SGK size geriye doğru 10 yıllık borç çıkaramaz; zira bu kanun 1.10.2008 günü yürürlüğe girdi. Bu sebeple sadece 1.10.2008 gününden sonraki aldığınız aylıkları sizden geri isteyebilir.
DAVA EDİN, İKİ SEÇENEK OLSUN
Şimdi SGK'nın size çıkardığı borç için iş mahkemesinde dava açın. Açacağınız davada öncelikle boşandıktan sonra birlikte yaşamadığınızı belirtin, bu sebeple de aldığınız aylığın devam etmesi gerektiği ile çıkarılan borcun silinmesini talep edin. Ayrıca bu talebiniz kabul görmezse (yani mahkeme, beraber yaşadığınıza karar verirse) bu sefer 10 yıllık değil, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için borç çıkarılması gerektiğini iddia ve talep edin. Konuyla ilgili size Yargıtay karar örneğini de veriyorum.
ÖRNEK YARGI KARARI ZONGULDAK 1. İŞ MAHKEMESİ
"Davanın yasal dayanağı 5510 Sayılı Yasa'nın 56/son maddesi olup, maddeye göre;
Eşinden boşandığı halde boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar 96. madde hükümlerine göre geri alınır...'. Taraf tanıkları ortak beyanlarında; davacı ve eski eşinin 2006 yılında boşandıktan sonra eski eşin suç işlediği 2007 tarihine kadar bir arada aynı evi paylaşarak yaşadıklarını, eski eşinin suç işlemesi üzerine tutuklanarak cezaevine konulduğunu bildirmişlerdir. Böylece tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinden; davacı ile eski eşi Mehmet Bayram'ın 13/09/2006 tarihinde boşandıkları, boşanmadan sonra davacı ile eski eşinin aynı evde yaşadıkları, ancak 19/05/2007 tarihinde eski eşin tutuklanarak cezaevine konulduğu, 12/06/2009 tarihli tahliye müzekkeresine kadar cezaevinde bulunduğu, tahliyeye rağmen akıl hastalığı nedeni ile serbest bırakılmayarak 12/06/2009 tarihinde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gönderildiği, dolayısiyle kurum tespitine dayanak işlem tarihi itibarıyla ve öncesinde tarafların fiilen bir arada yaşamalarının mümkün olmadığı, 5510 Sayılı Yasa'nın 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe girdiği, yasanın yürürlüğünden önceki
dönemde gerçekleşen fiilen birlikte yaşama durumunun yasanın yürürlük tarihi itibarıyla mevcut olmaması halinde uygulanmasının mümkün olmadığı, davacıya yetim aylığının 15/09/2006 tarihinde bağlandığı, bağlanan yetim aylığının sonradan yürürlüğe giren yasalarla yeni kıstaslar getirilmek suretiyle ortadan kaldırılmasının kazanılmış haklar ilkesine de aykırı olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve bu yönde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
Davalı kurumca davacının kurumca bağlanan gelirinin 17/10/2008 tarihinden itibaren kesilmesine ve bu tarihten tespit tarihine kadar olan dönemde ödemesi yapılan miktarın borç kaydına ilişkin işlemlerin hukuka aykırı olduğu kabul edilerek İPTALİNE..."