Nüfustaki yaşlanma ve 3 çocuk konusundaki tepkilere Aile Bakanı Şahin çok net bir cevap verdi: "Gerçekten yaşlanıyoruz. Art niyet aramayın. Başka şeylerden referans almıyoruz."

Çarşamba akşamı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın akşam yemeğinde konuğuydum. Konumuz da nüfustaki yaşlanma ile çalışma ilişkileri idi. Güzel ve bilgilendirici ve karşılıklı görüş alışverişini içeren bir birliktelik oldu.
Nüfusun yaşlandığı ve en az 3 çocuğun yaşlanma hızını düşüreceği görüşünü Bakanımız Fatma Şahin çok güzel özetledi: "Gerçekten yaşlanıyoruz ve eğitimli-çalışan kadını doğurmaya ve aynı zamanda çalışma hayatında tutmaya yarayacak tedbirler peşindeyiz. Bu çabalarımızın arkasında sakın art niyet aramayın. Başka şeylerden referans aldığımızı sanmayın."
Bakan Cevdet Yılmaz ise toplumsal ve kültürel olarak da kadının hem çalışıp hem de doğurganlığını artıracak tedbirleri alma amacında olduklarını söyledi.
Mevcut durumda ülkemizde doğurganlık hızı 2.1'e kadar düşmüş durumda ve aynı projeksiyonla, halen 75 milyon olan ülke nüfusumuz, 2050'de 93 milyona ulaşacak ama sonrasında düşerek 2075 yılında 89 milyon olacak. Halen genç nüfusa sahip gibiyiz ama mevcut doğurganlık hızı aynı kalırsa veya projeksiyondaki gibi düşmeye devam ederse üçgen şeklinde olması gereken nüfus piramidimizin alt tarafı (genç-çocuk) azalacak, yaşlı nüfusu gösteren üst tarafı ise şişmeye başlayacak. Buna karşın bir çalışanın bakmakla mükellef olduğu bağımlı nüfus da artmaya devam edecek.

İŞVEREN CAYDIRILMAYACAK
İki bakanımız gerçek amaç ve niyetlerinin hem ülke doğurganlık hızını artırmak hem de kadını istihdamda daha da var etmek için önerilerimizi de aldılar kendi politik amaçlarını da açıkladılar. Politik amaçlarını ise şöyle sıraladılar:
- Doğuma bağlı izinlerin işverenleri kadın istihdam kararından caydırmayacak şekilde artırılması.
- Doğum sonrası yarı zamanlı çalışma modelinin geliştirilmesi.
- Esnek çalışma imkanlarının geliştirilmesi.
- Gençlerde evliliğin desteklenmesi.
- Kreş ve bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması.
- Aile ve çocuk dostu sosyal ve kültürel ortamın geliştirilmesi.
- Aile refahının korunması.
- Aile ve iş yaşamının uyumunun artırılması.

 

300 lira kreş parası ve teşvik önerdim

- KADINA KREŞ PARASI Çalışan kadına her ay kreş parası verilmesi gerekiyor. En az 300 lira kreş parası verilmeli ki kadın işe giderken çocuğunu güvenli ellere bırakabilsin ve aldığı ücretle, çocuk bakım ücretini karşılaştırdığında evine dönmeyi beklesin.

- KADIN-İŞ-KREŞ UYUMLU OLMALI Çalışan kadının dertlerinden birisi de kreşin çocuğu alış saati ve geri alma saatleri ile işe başlama ve işten çıkma saatlerinin uygunsuzluğudur. Sadece çocuk sahibi olan çalışan kadınlara esnek çalışma modeli getirip, iş-kreş-kadın uyumlaştırılması şart.

- İŞVERENE TEŞVİK Çalışan kadın doğurup, esnek çalışma modelleri getirilirse işverenler kadını işten çıkarma konusunda hevesli olabilirler bu sebeple çalışan kadını, işyerinde tutması için işveren teşvikleri getirilmeli ve işveren daha az vergi ve prim ödemelidir.

- SEZARYENİ AZALTMALIYIZ Kadının doğurganlığını azaltan en önemli unsurlardan birisi de sezaryen uygulaması ve bunun mutlaka yasal prosedüre bağlanması gerekir. Türkiye'de artık her 2 doğumdan birinin sezaryen olduğu düşünüldüğü takdirde konunun önemi ortada.

 

Eğitimli nüfus çalışıyor
Ülkemizde kadınların işgücüne katılımı ile eğitim durumları incelendiğinde, eğitim düzeyi yükseldikçe işgücüne katılım artıyor. Yüksek eğitimliler yüzde 70.9 orantnda işgücüne katılırken oran okur-yazar olmayanlarda yüzde 16.7'ye kadar düşüyor, Bu arada normal lise mezunları yüzde 30.6 oranında işgücüne katılırken, mesleki eğitim görmüşlerde bu oran yüzde 38.1.

 

Advertisement