Normal şartlarda hastalanıp tedavi gören veya rapor alan işçi işten çıkarılamaz ama rapor veya tedavi süresi ihbar süresini 6 hafta aşmışsa tazminatı ödenerek çıkarılabilir. Bu durumda ihbar tazminatı gerekmez, kıdem tazminatı ödemek gerekir
Merhaba Ali Bey, sizleri rahatsız etme sebebimiz aşağıdaki gibidir. Eşim 2004 yılından beri aynı iş yerde çalışmaktadır. 05 Ocak 2014 tarihinden itibaren sağlık problemleri nedeni ile şu anda hastanede tedavi görmektedir. İşyeri kendisini arayıp ortaklarıyla birlikte karar aldıklarını ve kendisini işten çıkartacaklarını bildirmiştir. Bu durumda biz çalışan olarak ne yapmalıyız. İsmi Saklı
Sayın okurum, normal şartlarda istirahat raporlu veya hastanede tedavisi devam işçi işten çıkarılamaz. Ancak, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (I) bendi gereğince;
"...işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17'nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74'ü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez..."
Eşiniz o işyerinde 10 yıldan beri çalıştığından 4857/17. madde gereğince ihbar süresi 8 haftadır. Eşinizin rahatsızlığı sebebiyle işe gidememesi bu 8 haftaya ilave edilecek 6 hafta ile birlikte 14 haftaya ulaşmışsa, işveren bildirimsiz fesih hakkını kullanabilir ve KIDEM TAZMİNATINI ödeyerek işten
çıkarabilir. Bu durumda ihbar tazminatı ödemesi gerekmez.
İŞE İADE DAVASI AÇABİLİRSİNİZ
Eşinizin rapor veya tedavi süresi 14 haftaya ulaşmadan işveren eşinizi işten çıkarırsa, işe iade davası açma hakkınız var. Ancak, işe iade davası açabilmeniz için (yazmamışsınız ama) işyerinde en az 30 işçinin olması gerekir. Eşinizin çalıştığı işyerinde 30 veya daha çok çalışan varsa, işten çıkarma (yazılı) belgesi elinize ulaşma anından itibaren bir ay içinde İş Mahkemesi'nde işe iade davası açabilirsiniz. Davayı kazandığınızda da önce 4 aylık net ücret sonra da işe başlatmazlarsa en az 4 en çok 8 brüt ücret daha tazminat hakkı doğar.
4857/18. maddeye göre; "Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır."
Ev hizmetlisi hizmet tespit davası açıp emekli olsun
Ali Bey merhabalar, hakkı yenenlere hep yardımcı olmaya çalıştığınız için haddim olmadan tebrik ediyorum ve teşekkür ediyorum. Yakın bir akrabamla ilgili bir soru sormak istiyorum: Konu şöyle: 1956 doğumlu bir bayan. Yaklaşık 17 yıldır bir ailenin evinde çalışmakta. Hep "Sigortanı yapacağız, sen merak etme muhasebecimiz biliyor, seni mağdur etmeyeceğiz" diye kandırılmış.
Çalıştığı sürede kolunda oluşan kas yırtığı artık çalışmasına müsaade etmeyince, "Ben emekli olmak istiyorum" demiş. Onlarda "Git ol, ne yapalım" deyince kadıncağız "Hani yıllardır sigortanı yatıracağız, seni mağdur etmeyeceğiz" demiştiniz yanıtını vermiş. Böyle söyleyince kadıncağızı sürekli azarlamaya ve yıldırmaya başlamışlar. Kadıncağızın iki gözü iki çeşme. Bu kadıncağızın ne yapması lazım:
■ 17 yıldır çalışıyor, aynı kişinin evinde (şahit mevcut).
■ 1 gün dahi sigorta girişi yok.
■ Yaklaşık 3 yıldır maaşı bankamatik hesabına yatırılıyormuş, önceki yıllar hep eldenmiş. İsmi Saklı
Sayın okurum, bu durum ülkemizin kronik sorunlarındandır. Bu köşede, bu konunun hem ev hizmetlisi hem de onu çalıştıran işveren ev sahibi için çok sorunlu bir alan olduğu defalarca dile getirdik. Bahsettiğiniz 17 yıldan beri aynı evde çalışan ev hizmetlisi, mademki bazı yıllar ücreti bankaya yatmış ve şahitleri de var hemen iş mahkemesinde 17 yıllık hizmet tespit davası açsın. Davayı kazanınca da SGK'dan emekli olur.