Ülkemizde son 10 yıldır büyümenin ve cari açığın lokomotif sektörü olan inşaat işyerlerinde ölümlü iş kazaları had safhada. Genelde inşaatlarda taşeron işçilerinin başına gelen iş kazalarının önlenmesi hiç zor değil... Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) , asgari işçilik uygulamasında küçük bir değişiklik yapsa ölümlerin en azından yarısını engelleriz...

ASGARİ İŞÇİLİK NEDİR?

Mevzuatımıza göre özellikle inşaat ve ihaleli işlerde yapım bedelinin belli bir miktarı SGK’ya asgari işçilik miktarı olarak ödenmek zorundadır. Mesela inşaatlarda asgari işçilik oranı inşaatın maliyetinin yüzde 9’u kadardır. İnşaatın maliyet bedeli 10 milyon ise SGK’ya en az 900 bin liralık işçi kazancı bildirilmelidir ki SGK ilişiksizlik yani “Asgari işçilik yeterli bildirilmiştir” belgesi verebilsin.

Öte yandan yine uygulama gereğince, ilişiksizlik belgesi almanın iki yolu var. Birinci yol inşaatta yer almış bütün şirketlerin, (hafriyat şirketi, dış cephe şirketi, elektrik şirketi, havalandırma şirketi, demir bağlama şirketi, beton sağlama şirketi vs) işçilerinin ana firma üzerinden SGK’ya bildirilmesi halinde yüzde 9 olan oran yüzde 25 eksiği ile yüzde 6.75 olarak uygulanır. İnşaatta yer almış şirketlerin tamamının merkez dosyasından işçilik bildirmesi ve alacaklarını işçilikli fatura ile ana şirkete kesmesi halinde ise dosya mutlaka SGK müfettişleri marifetiyle incelenir ve burada oran yüzde 9’dur. Müfettiş incelemesi de uzun süre alır, inşaat yapan şirketler de sırf müfettiş incelemesine gitmeyelim uzun zaman alacak düşüncesi ile taşeron sistemi ile koca koca şirketleri kendi dosyasından işçi bildirmeye zorlarlar.

ANA FİRMADAN TAŞERON OLUŞUYOR

Bir düşünün Türkiye’nin en büyük havalandırma veya elektrik-elektronik firması elinde on binlerce işçisi var ve Bağcılar’ın bir semtinde küçük bir müteahhide ait inşaatın taşeron şirketi gibi müteahhidin dosyasında işçilik bildiriyor. Amaç sadece asgari işçilik incelemesinde müfettiş incelemesine gitmemek. Yasaya yani 4857 sayılı İş Kanunu’na baktığımızda da aslında hiç taşeron niteliği taşımadığı halde (muvazaa ile) SGK’ya karşı taşeronmuş gibi gösteriliyor. Bu durumda bir iş kazası meydana geldiğinde koca şirketin işçisi sanki müteahhidin işçisiymiş gibi görünüyor.

TEMİNAT MEKTUBU İLE BELGE VERİLMELİ

Sırf asgari işçilik hesaplamasından kaçınmak için kendi işçileri olmayanları bile kendi işçisi gibi gösteren inşaat şirketleri aldıkları büyük riskin farkında bile değiller. Kendi dosyalarından bildirilen işçilerin kıdem, ihbar, yıllık izin, fazla mesai isteklerine muhatap olmak zorunda kaldıkları gibi iş kazası sonrasında da aslında işveren olmadıkları halde işverenmiş gibi muamele görmek durumunda kalıyorlar. Açılacak tazminat davalarına muhatap oldukları gibi savcıların karşısında da aslında olmadıkları işveren sıfatıyla çıkıp ceza alıyorlar. Bunu önlemenin yolu da SGK’nın asgari işçilik incelemesinde müfettişlere rapor yazmaları için en fazla 1 aylık süre vermeleridir. Bu bir ay içinde müfettiş rapor yazamazsa da işverenden belli miktarda teminat mektubu alıp ilişiksizlik belgesini vermeleri ve incelemeye de devam etmeleri ile sağlanabilir.

İŞ GÜVENLİĞİ DE OLMUYOR

Aslında on binlerce çalışanı olup kendilerine ait iş sağlığı ve güvenliği uzmanı ile işyeri hekimi olan şirketler kendi işçilerini kendi merkez dosyalarından bildirip geçici görevlendirme ile şantiyelere gönderseler iş sağlığı güvenliğini de kendileri almak zorundalar. Ancak, taşeron şirketmiş gibi gösterildiklerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden sorumlu olmaktan kaçınabildikleri gibi onlarca (olmadığı halde) taşeron şirketmiş gibi aynı şantiyede, aynı anda iş yaptığı ortamda işçiler güvensiz ortamda çalışmak zorunda kalıyor. Bunu gerçek haline yani, inşaatlarda iş alan bütün firmalar kendi merkez dosyasından işçilik bildirse, güvenlik konusunda sorumlulukları devam edeceğinden daha dikkatli olacaklardır.

Advertisement