Bir önceki yazımda FinTech pazarı özelinde 2021 yılına ilişkin beklentilerimi aktarmadan önce pandemi gölgesinde geçen 2020 yılındaki gelişmelerden bahsetmiş; salgının bazı sektörler üzerinde yıkıcı bazı sektörler üzerinde yapıcı bazı sektörler üzerinde ise yapıcı yıkım etkisine değinmiştim. Bu yazımda ise FinTech uygulamaları ile şirketlerin finansal işlemleri üzerinde ne gibi kolaylıklar sağlayabileceklerini ele alacağım.
FinTech’lerin yıldızı parlıyor
Pandemi ile birlikte pek çok işletme günler içinde yeni çalışma yöntemleri geliştirmeye ve dijital araçları iş süreçlerine hızla dahil etmeye başladı. Başlangıçta iş sürecinin devamlılığını sağlamak adına atılan bu adımlarla şirketler FinTech uygulamalarının maliyetleri düşürdüğünü, operasyonel süreci hızlandırdığını ve verimliliği artırdığını keşfettiler. Bu da hali hazırda yükselişte olan FinTech sektörünün adeta yıldızının parlamasına yol açtı. Bugün gelinen noktada FinTech pazarı tüm dünyada hızla büyümeye devam ederken, sektör geliştirdiği yeni uygulamalarla şirketlerin finansal süreçlerini yürütmeleri ve yönetmeleri noktasında pek çok fayda sağlıyor. Bu faydaları 3 başlık altında incelemek gerekirse;
Dijitalizasyon
FinTech şirketlerinin sunduğu ürün ve hizmetler şirketlerin hali hazırda yürüttükleri ancak genellikle yavaş ya da esnek olmayan süreçlerinin dijitalize olmasına katkı sağlıyor.
Bugün Türkiye’de banka hesap hareketlerinin otomatik entegrasyonuna yardımcı olan birçok girişim görüyoruz. Bu FinTech'ler sayesinde onlarca banka hesabında oluşan tüm hareketler anlık olarak şirketlerin kendi muhasebe sistemlerine entegre edilebiliyor. Bankalara gönderilmesi gereken transfer emirleri de yine sistem ile entegre ve güveli hale getiriliyor. Bunun dışında birçok banka ile yapılan kredilendirme ya da tahsilat süreçleri FinTech’ler sayesinde tek bir çözüm ile erişilebilir oluyor. Bu da şirketlere hem süreç hem de entegrasyon IT yatırımlarını minimumda tutarak çok daha fazla kurum ile eş zamanlı ve avantajlı koşullarla çalışma imkânı tanıyor.
Güvenlik
Ayrıca bilindiği gibi şirketler her yıl dolandırıcılık nedeniyle gelirlerinin bir bölümünü kaybetme riski ile karşı karşıya iken dolandırıcılıklar ise özellikle de ekonomide dalgalanmaların yüksek olduğu dönemlerde artıyor. FinTech’lerin sağladığı bir diğer fayda ise tam da bu noktada “güvenlik” olarak karşımıza çıkıyor.
FinTech uygulamaları ile yanlış bir hesaba, şirket içindeki art niyet ya da hata sonucu para gitmesi engellenebiliyor. Böylece tüm işlemler güvenli bir şekilde kayıt altında tutuluyor.
Ayrıca FinTech yazılımlarındaki yapay zekâ ve makine öğrenimi algoritmaları sayesinde zamanla şirketlerin finansal akışları içindeki şüpheli korelasyonların taranıp karşılaştırılması da mümkün olabilir.
Dönüşüm
Öte yandan FinTech girişimleri tarafından sunulan ürün ve hizmetler her şirketin adeta FinTech'e dönüşmesine katkı sağlıyor. İlk okuyuşta biraz karmaşık gelebilir. Örneklendirerek biraz daha detaylı açıklamam gerekirse; günümüzde bir perakende, elektrik, doğalgaz ya da akaryakıt firması son kullanıcısının yaptığı tüketim, ödeme alışkanlıkları vb bilgiler sayesinde müşterisine farklı finansal hizmetler sunabiliyor. Bu altyapıyı ise sıfırdan yazmak ya da geliştirmektense FinTech as a Servis girişimlerinden kolayca elde edebiliyorlar.
Colendi buna Türkiye'deki güzel örneklerden biri. Limak ile yaptıkları “Oldubil” çözümü bir elektrik dağıtım şirketinin nasıl bir FinTech'e dönüştüğünün somut bir örneği oldu. İnanıyorum ki önümüzdeki dönemde birçok büyük markanın finansal ürünleri hayatımızın her alanında bizlerin cebindeki bir uygulama haline dönüşecek.