Tüketicilerin yeni dijital finansal hizmetleri deneme isteği salgın sonucunda katlanarak artarken, finans sektöründe de inovasyon hızı ciddi bir yükseliş gösterdi. Başlangıçta bankacılık sektörü için tehdit olarak görülen FinTech endüstrisi, bankaların artık en önemli paydaşlarından biri haline geldi. Günümüzde şirketlerin ve tüketicilerin taleplerini daha hızlı ve güvenilir şekilde karşılamak için dijital çözümlerin geliştirilmesinde iki sektör omuz omuza çalışırken, son 10 yıldır geleneksel finansal hizmetlerin dönüşümünde önemli roller üstlenen FinTech’ler büyümesinde hız kesmiyor.

Öyle ki Fintechlabs’in verilerine göre haziran ayı itibariyle FinTech sektöründe dünya genelinde piyasa değeri 1 milyar doları aşmış 198 adet unicorn bulunuyor. FinTech’ler özelinde hazırlanan bu listeye sadece haziran ayında 12 yeni unicorn eklenirken, 198 adet şirketin toplam piyasa değerinin ise 1,91 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor.

Listenin en üst sırasında 338 milyar dolarlık piyasa değeriyle 1999 yılında ABD’de kurulan PayPal yer alırken; PayPal’ı 182 milyar dolarlık piyasa değeriyle Kanada merkezli Shopify ve 150 milyar dolarlık piyasa değeriyle Çin merkezli Ant Technology şirketleri takip ediyor. Listedeki 110 şirketin ABD merkezli olması dikkat çekiyor. Çin, İngiltere, Kanada ve Hindistan merkezli şirketler de listede yer alırken, Türkiye’den ise henüz bir unicorn listede bulunmuyor.

Peki geçen yıl Peak Games ile başlayan, Getir ve Dream Games ile devam eden Türkiye’nin unicornları arasına bir FinTech şirketi de yakın süreçte dahil olabilir mi?

Bu soruyu yanıtlamadan önce girişimcilik ekosistemine bakacak olursak; geçen yıl yerli girişimler aldıkları yatırımlarla tarihi bir rekor kırıldı. Diğer taraftan VC’lerde, melek yatırımcılarda, erken aşama fonlarda girişimlere aktarılmak üzere toplanan tutar 400 milyon dolara yaklaştı. Bu önümüzdeki 4-5 sene içerisinde yılda yaklaşık 100 milyon doların sadece Türkiye’deki VC’lerden girişimlere akacağını gösteriyor.

FinTech’ler özelinde ise sektör büyük bir potansiyel barındırıyor. Birkaç sene öncesine kadar daha çok ödemeye aracılık eden kuruluşlar ön plandayken ve elektronik kartları sıklıkla duyarken, son 1-2 senede B2C işlerden B2B işlere yani şirketlerin nakit akışını hatta kur riskini yönetecek birçok farklı alanda FinTech girişimini görmeye başladık. FinTech’lerimizin farklı alanlardaki başarılarını gördükçe dünyanın en büyük fonları Türkiye geliyor, yurt dışındaki fonların yerli FinTech’lerimize yatırım oranı artıyor ki ilk FinTech exit’lerini de gördük.

Öte yandan “Her şirket bir gün FinTech olacak” diye klasik bir laf vardır. Bunun adımlarını şu an görüyoruz. Bugün Türkiye’deki FinTech’ler büyük şirketleri bir finansal teknoloji şirketine dönüştürüyor. Keza kripto alım satım hacimleri Türkiye’de inanılmaz ölçekte; alım satım platformlarının hacmine baktığımızda Avrupa’nın toplamındaki ilk 3’e giriyor.

Eğer az önceki sorumuzun yanıtına dönecek olursak; kişisel görüşüm, sektörümüzde 1 milyar dolarlık değerlemeyi yakalamış ancak yatırım almadığı ve satılmadığı için henüz anons edilmemiş birkaç unicorn bulunduğu yönünde. Bu sayıların önümüzdeki dönemde de artacağını düşünüyorum. Bekleyelim, görelim…

Advertisement