Türkiye finans sektörünün sabırsızlıkla beklediği Dijital Bankaların Faaliyet Esasları ile Servis Modeli Bankacılığı Hakkındaki Yönetmelik’in taslağı, geçtiğimiz ay kamuoyunun görüşüne sunuldu. Son dönemde art arda gelen regülasyonları taçlandıran bu gelişme; ülkemizdeki finansal yenilikçiliği teşvik edecek, finansal kapsayıcılığı artıracak ve hizmetlere erişimi kolaylaştıracak.
Taslağın ayrıntıları, sektörde farklı değerlendirmelerin yapılmasına yol açtı. Zaten kamuoyu görüşüne açılmasının amacı da bu. Kamu otoritesi hem sivil toplum kuruluşlarının hem de diğer paydaşların görüşlerini alarak taslağa son şeklini verecek ve 2022 yılı itibarıyla ülkemizde yeni nesil banka olarak da tanımlanan dijital bankacılığın önü açılacak.
Taslak oldukça titiz bir çalışma sonucunda hazırlandığı için oldukça kapsamlı ve ayrıntılı. Ancak öne çıkan başlıkları şöyle sıralayabiliriz:
- Dijital banka için alt sermaye tabanı 1 milyar TL olarak belirlendi.
- Finansal tüketicilere verilebilecek kredi sınırı, aylık net gelirin dört katını aşamayacak.
- Aylık ortalama net gelirinin tespit edilemeyen müşteriler için ise teminatsız nakdi kredilerin toplamı 10 bin TL’yi aşamayacak.
- Dijital bankaların müşterileri, yalnızca finansal tüketicilerden ve KOBİ’lerden oluşabilecek.
- Dijital bankaların, müşteri şikayetlerini ele almak üzere en az bir fiziksel ofis kurması zorunlu olacak.
- Dijital bankalar, fiziksel şube açamayacak.
Yerli FinTech’lerin gelişiminin önü açılmalı
Elbette kamu otoritesinin finansal istikrar açısından bazı kriterler ve faaliyet kısıtları getirmesi oldukça doğal. Ancak mevcut taslakta, sarkacın kısıtlardan yana biraz fazla kaydığını söyleyebiliriz. 1 milyar TL sermaye yeterliliği, müşterilere verilecek kredilerde 10 bin TL ve gelirin dört katı sınırı gibi kısıtlar, dijital banka faaliyetinin karlı olmasını zorlaştıracak bariyerler olabilir. Kaldı ki, ülkemizdeki FinTech şirketlerinin bu sermaye taahhüdünü karşılaması zor olduğu için piyasa, yabancı ülkelerdeki dijital bankalara veya bu alana girecek Facebook, Amazon gibi global teknoloji şirketlerine kalabilir.
Dijital banka alanında yerli FinTech şirketlerinin faaliyetlerinin kolaylaştırılması; inovasyonun artırılması, rekabeti geliştirmesi ve ulusal güvenlik açısından da önemli olduğunu düşünüyoruz.
Sermaye konusunda dünyada örneklerini gördüğümüz farklı bir yaklaşım benimsenebilir. “Lego lisans” olarak da adlandırılan bu yöntemde, dijital bankaların verecekleri hizmetler kategorize ediliyor ve lisanslar da bu kategorilere veriliyor. Böylece her kategorinin içeriğine göre, sermaye sınırı farklılaşıyor.
Servis bankacılığı, küçük şirketlerin önünü açacak
Sermaye kısıtı dışında diğer düzenlemelerin sektörün önünü açacak bir vizyonla oluşturulmuş olduğu sevindirici. Örneğin, yurt dışında BaaS (Banking-as-a-Service) olarak bilinen bankaların veri paylaşmasının ötesinde sahip oldukları bankacılık altyapısını üçüncü taraflarla API yoluyla paylaşması hizmeti, bu taslakla yasal bir zemine kavuşuyor. Bir başka deyişle dijital bankacılık ile servis bankacılığı gibi birbirinden çok farklı iki konu yasal altyapı olarak ayrıştırılmış olacak.
Servis bankacılığı modeli, dijital banka olma kriterlerine sahip olmayan daha küçük boyutlu FinTech’ler açısından yepyeni bir alan olacak. Bankaların altyapılarını kullanarak geniş bir kitleye yeni ve inovatif finansal hizmetler sunabilecek.
Başta da belirttiğim gibi taslak oldukça kapsamlı, dolayısıyla tek bir yazı konusu olamayacak kadar kapsamlı. Başta servis bankacılığı olmak üzere yöneticiler için getirilen kriterler, KOBİ’lere sağlayacağı avantajlar gibi konuları, bir sonraki yazımızda inceleyeceğiz.