Tarımda 2024'ün riskleri 2025'e devreder mi?
2025 yılında bizleri tarım ve gıda tarafında nelerin beklediğini merak ediyor musunuz?
Bu sorunun yanıtı verebilmek için filmi bir yıl geriye sarmakta fayda var.
Tarım ve gıda sektörü açısından 2024, arz-talep dengesinde dalgalanmaların yaşandığı ve fiyat istikrarsızlığının gündemden düşmediği bir yıl oldu.
Plansız üretim ve yüksek maliyet sarmalına finansman tarafında yaşanan sıkıntılar da eklenince ortaya çıkan öngörülemez piyasa koşulları üreticisinden tüketicisine tüm kesimlerde mağduriyet yarattı.
Olumsuz iklim koşullarının yarattığı kayıplar da işin tuzu biberi oldu.
Deyim yerindeyse 85 milyon olarak enflasyonu iliklerimize kadar hissettik.
Gelin son bir yılda öne çıkan gelişmeleri hatırlayıp 2025’e devreden riskleri birlikte analiz edelim.
ET VE SÜTTE DENGELER BOZUK
Türkiye, 2024 yılına yoğun ithalata rağmen bir türlü frenlenemeyen kırmızı et fiyatlarına yönelik tartışmalarla girdi.
Çiğ sütte izlenen fiyat baskılama politikası sonucu bozulan arz-talep dengesi kırmızı et fiyatlarını kontrolden çıkarttı. 2023 yılında 1.4 milyar dolara ulaşan canlı hayvan ve kırmızı et ithalatı, 2024’te de fiyatları aşağı çekmek bir yana daha çok dalgalandırdı. Bu yılın ilk 10 ayında canlı hayvan ve kırmızı et ithalatı 1 milyar doları aştı.
Çiğ sütte düşen taleple birlikte fiyatlar USK tavsiye fiyatının da altına indi. Bunun üzerine Eylül 2022’den bu yana yürürlükte olan süt tozu ihracatına uygulanan kısıtlama kararı Temmuz 2024 itibariyle kaldırıldı. Ancak söz konusu hamle de çiğ süt fiyatlarında beklenen etkiyi göstermedi.
Yılın son haftasına girerken Ulusal Süt Konseyi, litre başı 14,65 TL olan çiğ süt tavsiye fiyatını yüzde 17 artırarak 17,15 TL olarak revize etti. Yeni fiyat, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak.
Öte yandan kırmızı etteki krizden beyaz et sektörü de nasibini aldı. Fiyatlardaki artış talebi beyaz ete kaydırınca tavuk eti fiyatlarındaki yükselişler üzerine kanatlı etinin ihracatına kısıtlama getirildi.
Ticaret Bakanlığı tavuk eti ihracatını 1 Mayıs’tan 31 Aralık’a kadar aylık azami 10 bin ton, toplamda ise yılsonuna kadar 80 bin ton olarak sınırlandırdı.
Hayvancılık tarafındaki gelişmelerin bir benzeri bitkisel üretim tarafında da yaşandı.
SEBZE VE MEYVEDE ZARAR YILI
Özellikle buğday başta olmak üzere tahıl ürünlerine yönelik açıklanan taban alım fiyatları enflasyonun çok altında kalarak üretici tarafında hayal kırıklığı yarattı.
Yaş meyve ve sebze üreticileri açısından da 2024 yılı zor geçti. Plansız üretim ve sözleşmeli üretim modelinin sağlıklı işlememesi sonucu başta domates olmak üzere kavun, karpuz, patates, biber, patlıcan dâhil pek çok üründe üretici zarara uğradı.
Başta Bursa, Balıkesir, Kahramanmaraş, Burdur, Rize, Konya, Eskişehir olmak üzere Türkiye’nin pek çok ilinde çiftçiler traktörleriyle trafiğe çıkarak protesto gösterilerinde bulundu. Üreticiler ürünlerini yollara döktü.
Buna karşın yaz mevsiminde düşmesi beklenen sebze ve meyve fiyatları tam aksine sert yükselişlere sahne oldu.
Hazirandan itibaren yaşanan rekor sıcaklıklar ve kuraklığın da etkisiyle bazı ürünlerde verim ve kalite kayıpları yaşandı. Yine aşırı sıcak havaların fire oranlarını artırmasıyla birlikte yaz mevsiminde sebze-meyve fiyatları üç haneli rakamlara ulaştı. Geçen sezon dalında 1-2 TL’ye dahi alıcı bulamayan limonun fiyatı yaz döneminde marketlerde 100 lirayı gördü.
Yılın neredeyse her ayında farklı gıda ürün gruplarının fiyatları el yaktı. Haziranda taze meyve fiyatları aylık bazda yüzde 8,5 arttı; yıllık artış oranı yüzde 97’yi aştı. Kasım ayında ise taze sebze fiyatları aylık bazda yüzde 30 artarken, yıllık yüzde 126 yükseldi.
PATATES TÜKETİM SEFERBERLİĞİ
Tezatlıklar ülkesi Türkiye’de aynı dönemde patates üretimi de talebin üzerinde olunca ve ihracatta pazar kaybı yaşanınca ürünler depoda kaldı. Tarım Bakanlığı "Patates Tüketiminde Farkındalığın Artırılması" başlıklı yazı yayınladı. Tüm bakanlıklara gönderilen yazıda ülke genelinde tüm kamu kurum ve kuruluşlarında patates tüketiminin artırılması istendi.
TAKLİT VE TAĞŞİŞ GÜNDEMDEN DÜŞMEDİ
2024 yılında gıdanın sadece niceliği ve fiyatları değil niteliği de tartışıldı. Bal görünümlü glikoz şurubu, at, eşek ve domuz etinden köfte, pamuk yağı karıştırılmış zeytinyağı derken sahte gıda ekonomisi kamuoyunu aylarca meşgul etti. Denetim, ceza ve yaptırımların caydırıcılıktan uzak olması tartışmaları alevlendirdi.
En son Mart 2022’de yayınlanan gıdada taklit ve tağşiş listesi Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yeniden ve günlük olarak ifşa edilmeye başlandı.
Yeni ifşa listelerine bakıldığında tıpkı 2022’de olduğu gibi bazı firmaların yine aynı şirket ismi ve marka ile taklit ve tağşiş yapmaya devam ettiği görüldü.
2024’te tüketicinin kaygılarını artıran bir diğer konu ise tarım ürünlerindeki pestisit kalıntısına yönelik bildirimler oldu.
Özellikle ihracata gönderilen ürünlerde tespit edilen pestisit ve aflatoksin gibi insan sağlığını tehdit eden riskler, kamuoyunda tüketilen ürünlerin sorgulanmasına neden oldu.
Tarımda yeni dönem uygulamaları
2024 yılında tarım politikalarında da yeni bir sayfa açıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı, yılın başında 2024-2028 dönemini kapsayan 5 yıllık strateji planını açıkladı. Mart ayında “2024-2028 Hayvancılık Yol Haritası” açıklandı. Kooperatifçiliği ve üretici birliklerini teşvik ederek desteklemek amacıyla tarımsal örgütleri derecelendirme dönemi başladı.
Tarımsal destekleme modelinde sadeleşmeye gidildi. Bitkisel üretim tarafında 13 stratejik ürün belirlenerek destekler ilk kez üç yıllık olarak açıklandı. Yine üç yıllık açıklanan hayvancılık desteklemelerinde verimli ve kaliteli üretime daha fazla destek verileceği duyuruldu.
2024’te resmiyet kazanan bu kararların sahada henüz bir karşılığı görülmedi.
Devletin üst üste iki yıl işlenmeyen tarım arazisini kiraya vermesine yönelik uygulama da sektörde dikkat çeken bir başka gelişme oldu.
Tarım ve gıdada birleşme ve satın almalar
2024 yılı birleşme ve satın almalar açısından da hareketli geçti.
Koç Holding, Tat Gıda Sanayi A.Ş. paylarının yüzde 49,04'ünü ve 15 adet kurucu intifa senetlerini 80,9 milyon dolara Memişoğlu Tarım Ürünleri'ne sattı.
Şok Marketler Ticaret, e-ticaret tarafında “İstegelsin” markasıyla bilinen Future Teknoloji Ticaret'nin tüm paylarını 220 milyon liraya satın aldı.
Türkiye’nin önde gelen süt çiftliklerinden Efeler Çiftliği, Kahve Dünyası’nın da sahibi olan Altınmarka Gıda Sanayii’ne 17,5 milyon dolara satıldı.
Dardanel Önentaş Gıda San. AŞ, hisse senetlerinden 100 milyon lira nominal tutarlı (toplam sermayesinin yüzde 17,06'sı) kısmını yurt dışında yerleşik Gramercy Funds Management LLC'nin yönettiği fonların yatırımı ile Lüksemburg merkezli Crescent Securitisations Lux Sarl şirketine borsa dışı işlemle sattı.
Rekabet Kurulu’nun 2024 mesaisi
Yılın ilk ayında Rekabet Kurulu, beyaz et sektöründe faaliyet gösteren 10 teşebbüs ve teşebbüs birlikleri hakkında rekabet ihlaline yönelik soruşturma açtı. Soruşturmada uzlaşma başvurusu yapan Lezita, Beypiliç, Keskinoğlu ve Şenpiliç’e toplam 1.2 milyar TL idari para cezası uygulanarak bu şirketler için soruşturma sonlandı.
Nestle Türkiye Gıda Sanayi AŞ hakkında yürütülen rekabet ihlaline ilişkin soruşturma da sonuçlandı. Nestle Türkiye'ye 346,9 milyon TL idari para cezası kesildi.
Ferrero Fındık İthalat İhracat ve Ticaret AŞ hakkında yürütülen soruşturma, alınan taahhüt üzerine sonlandırıldı. Ferrero, Türkiye’de müdahale referans fiyatının altında kabuklu fındık alımı yapmayacağını taahhüt etti.
Toplam 11 ilde 21 un fabrikasında denetim gerçekleştiren Ticaret Bakanlığı, 17 firmanın piyasa düzenlemelerine aykırı olarak fiyat artışı gerçekleştirdiğini tespit etti. Gerekli idari süreçler başlatılırken, tutanaklar Haksız Fiyat Değerlendirme Kuruluna iletildi.
Tarım ve gıdada 2025 belirsizlikleri
Tarım ve gıdadaki mevcut gelişmelere bakılırsa 2024’teki risklerin önemli bir kısmı 2025’e devretmiş gibi duruyor.
Çiğ süt tavsiye fiyatındaki artışın Ocak’tan itibaren geçerli olması süt ve süt ürünlerine yeni zamların işareti olarak yorumlanıyor. ESK’nın 2025’te 520 bin baş besilik erkek sığır ithalat kararı da kırmızı et fiyatlarında kırılganlığın süreceğine işaret ediyor. Asgari ücretteki artışla birlikte canlanması beklenen talep ve Mart’ta başlayacak olan Ramazan ayı da hesaba katılırsa yılın ilk çeyreğinde gıda enflasyonuna yönelik hassasiyet sürecek gibi duruyor.
Meyve ve sebzede zarar eden üreticilerin 2025’te üretimlerini azaltma riski de arz-talep dengesini bozarak fiyatları dalgalandırabilir.
Bunun yanında iklimsel riskler, dövize bağlı girdi maliyetlerinin seyri, işçi sıkıntısı ve finansmana erişim şartları başta olmak üzere pek çok faktör sektördeki risk ve kırılganlıkların olası etkilerinde belirleyici olacak. Henüz pratiğe tam manasıyla yansımayan üretim planlaması ile ithalat ve ihracata yönelik izlenecek politikalar da üretici ve tüketici enflasyonu açısından kritik önemde olacak.
İrfan Donat - Bloomberg HT Tarım Editörü
idonat@bloomberght.com