Ben de özledim
Son yıllarda tahminimce hepimizin gündelik konuşmalarında rutin hale gelen "eskiden şunu şu kadara alırdık, X'in fiyatı bile şu kadar olmuş" cümlelerini anımsadım. Muhtemelen tek haneleri özlemeye devam edeceğiz gibi görünüyor.
Bloomberg Business Week’teki son yazımda “Bana sor” şarkısı üzerinden büyük dönüşümdeki çalışan dünyasına dikkat çektiğim Ferdi Tayfur’un parçalarından ilham almayı sürdürüyorum. O yazının girişinde de belirttiğim gibi: Sevilsin sevilmesin, beğenilsin ya da beğenilmesin sadece müziğe değil tüm bir maziye damgasını vurdu.
Tıpkı Türkiye İktisat Tarihi’ne damga vuran enflasyon mefhumu gibi!
1970'lerdeki küresel petrol krizleri Türkiye'de ekonomik dengesizliklere yol açtı ve enflasyon hızla yükseldi. Döviz kıtlığı, ithalata dayalı üretimde sıkıntılar ve kamu açıklarının artması, yüksek enflasyonu tetikleyen faktörler arasında yer aldı.
1990'larda özellikle kamu maliyesindeki açıklar, siyasi istikrarsızlıklar ve finansal krizler nedeniyle Türkiye'de enflasyon kronik hale geldi. Bu dönemde enflasyon oranları yıllık yüzde 60-70 bandında seyretti ve üç haneleri gündeme getirdi.
2001 ekonomik krizi, yüksek enflasyonun yarattığı kırılganlıkları açıkça ortaya koydu. Krizin ardından uygulanan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı, enflasyonun düşürülmesine yönelik sıkı para ve maliye politikalarını devreye soktu. 21.yüzyılın ilk çeyreğinin ortalarına doğru enflasyon tek haneli rakamlara geriledi. Sonrası …
Sonrasını biliyor ve izliyorsunuz. Belki de öncesini özlüyorsunuz!
Öncesi de kusursuz değildi belki ama “ben de özledim.”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu hafta içinde, para politikasının sınırları olduğunu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na destek olmak için maliye ve gelirler politikasının devreye girmesini gerektiğini söyledi. Ve ekledi: Hizmet sektöründeki enflasyonda büyük katılık var, bu katılığı kırmak zaman alacak.
Son yıllarda tahminimce hepimizin gündelik konuşmalarında rutin hale gelen “eskiden şunu şu kadara alırdık, X’in fiyatı bile şu kadar olmuş” cümlelerini anımsadım. Muhtemelen tek haneleri özlemeye devam edeceğiz gibi görünüyor.
Türkiye'deki yüksek ve kronik enflasyon dönemleri üzerine yapılan akademik çalışmalar, sorunun yapısal nedenlerini çokça detaylı bir şekilde analiz etti, ediyor. Enflasyon, adeta bütün bir Türkiye tarihini şekillendiren önemli bir kavram. Maliye politikası ise ekonomik büyüme hegemonyasındaki sosyal refah zemini kısıtında ve dar bir alanda. Kabaca yüksek enflasyon maliye politikalarının etkinliğini sınırlamakta.
Daron Acemoğlu’nun Nobel aldığı, Doğan Avcıoğlu’nun hatırlandığı bir zaman diliminden geçiyoruz. Kitap listelerinde üst sıralarda yer alıyorlar. Acemoğlu “kurumların oluşumu ve refaha etkilerine”, Avcıoğlu da “çalışan kesimin güçlendirilmesi ve gelirin adaletli dağılımına” kafa yoran ve yazan düşünce insanları.
Anlaşılan özlemek de bir yana “okur-yazar” olanlar arayışa da koyulmuş durumda. Haydi gel köyümüze geri dönelim sözünün geçtiği bir diğer Ferdi Tayfur parçasında dediği gibi:
Ne ümitle geldik koca şehire, Allah sonumuzu hayır getire!