Bloomberght
Bloomberg HT Görüş İrfan Donat Küresel tropik meyve pazarının geleceği

Küresel tropik meyve pazarının geleceği

Giriş: 21 Ağustos 2020, Cuma 17:40
Güncelleme: 04 Eylül 2020, Cuma 11:59

Türkiye’de son yıllarda özellikle Akdeniz bölgesinde tropik meyve yetiştiriciliğine ilgi önemli derecede artmış durumda.

Bu işi hobi amaçlı yapanlar kadar profesyonel bir yatırım alanı olarak görenler de oldukça fazla.

Üreticiler, Antalya, Mersin ve Adana başta olmak üzere uygun iklime sahip bölgelerde papayadan, ejder meyvesine, avakadodan ananasa ve goji berryden mangoya kadar çok farklı türde tropik ve egzotik meyveler yetiştiriyor.

Bloomberg HT’de hafta sonları yayınlanan ancak pandemi dolayısıyla çekimlerine kısa süreliğine ara verdiğimiz için tekrar yayınları devam eden “Mevsiminde Tarım” programının önceki bölümlerinden bazılarını tropik/egzotik meyve yetiştiriciliğine ayırmıştık.

Ejder meyvesi, papaya, passion fruit, goji berry ve avokado gibi ürünler ve bu ürünleri yetiştiren çiftçilerle yaptığımız sohbetler oldukça ses getirdi.

Birçok izleyicimiz üreticilerle tanışmak ve iletişime geçmek için bizlere mesaj yazdı.

İlgi ve merakın üst seviyede olduğu bu ürünlerle ilgili olarak FAO’nun yakın zamanda yayınladığı raporda öne çıkan verileri sizlerle de paylaşmak istedik.

Muz ve tropik meyvelerin küresel üretim ve ticaret görünümünü orta vadede değerlendiren rapor 2020-2029 yılları arasındaki projeksiyonları ortaya koyuyor.

KÜÇÜK ÖLÇEKLİ İŞLETMELER ÜRETİYOR

Rapora göre, tropikal meyvelerin küresel üretimi, özellikle son on yılda istikrarlı bir şekilde artıyor.

Tropikal meyve üretiminin yaklaşık yüzde 99'unun gelişmekte olan ülkelerde yetiştirildiği kaydedilen raporda, söz konusu ürünlerin çoğunlukla 5 hektardan (50 dekar) daha az araziye sahip olan küçük ölçekli çiftçiler tarafından yetiştirildiğinin altı çiziliyor.

Tropikal meyveler, hacim açısından baktığımızda küresel tarım ticaretinde nispeten küçük bir paya sahip. Zira küresel tarım ürünleri ihracatının yalnızca yüzde 3'ünü oluşturuyor. Çünkü işlenmemiş, taze veya kurutulmuş tropikal meyveler küresel alanda nispeten niş bir konuma sahip.

TİCARİ AÇISINDAN EN DEĞERLİ ÜÇÜNCÜ MEYVE GRUBU

Ama ton başına ortalama bin doların oldukça üzerindeki ihracat birim değeri ile muz ve elmanın ardından, küresel olarak üçüncü en değerli meyve grubu konumunda yer alıyorlar.

Tropikal meyvelerin ticareti, küçük üreticilere önemli bir gelir sağlarken, aynı zamanda birçok tarım ülkesi için de önemli ihracat kazancı sağlıyor.

Rapor, 2020-2029 yıllarında dünyanın başlıca tropikal meyve pazarlarını şekillendirebilecek temel gelişmelere, risklere ve fırsatlara ilişkin ipuçları da veriyor.

Örneğin ihracat hacimleri bakımından mango, ananas, avokado ve papaya taze tropikal meyvelerde öne çıkıyor.

RİSKLER VE FIRSATLAR

Tropikal meyvelerin hızlı bozulabilir doğası göz önüne alındığında lojistik başta olmak üzere üretim sonrası süreçlere dair yetersiz altyapı, bu ürünlerin uluslararası ticaretini kısıtlayıcı etkenler de barındırıyor.

Tıpkı diğer tarımsal ürünlerde olduğu gibi iklim değişikliği faktörü de tropikal meyve üretimi üzerinde baskı yaratan bir diğer olumsuz etken.

Tropikal meyvelerin küresel üretiminde büyüme görünümünün pozitif olduğu raporda, rakip ürünlere göre daha yüksek getiri sağlaması sonucu önümüzdeki yıllarda söz konusu ürünlerin yetiştirilme alanlarında genişleme trendi hakim.

Tedarikteki iyileştirme beklentilerinin yanı sıra değer zinciri yönetiminin geliştirilmesi, yüksek gelirli pazarlardaki tüketici tercihlerinin değişimi de tropikal meyve ticaretinin büyümesini kolaylaştıracak ve dolayısıyla gelir artışını hızlandıracak ana faktörler arasında gösteriliyor.

Projeksiyonlara göre, tropikal meyveler tarımda en hızlı büyüyen ürün grupları arasında yer almaya devam edecek. Hatta bazı ülkelerde kırsal kalkınma, büyüme ve yoksulluğun azaltılmasında tropikal meyve üretimi önemli bir alternatif model olarak öne çıkıyor.

MANGO, MANGOSTEN VE GUAVA

Raporda ürün bazında da somut verilere yer veriliyor.

Örneğin, küresel taze mango, mangosten ve guava ihracatının 2019 yılında 2 milyon tona çıkarak bir önceki yıla göre yüzde 23 artış yaşandığını belirtiliyor.

Projeksiyonlara göre, söz konusu ürünlerin üretim miktarının yıllık bazda yüzde 3 civarındaki büyüme performansıyla gelecek 10 yılda - 2029 itibariyle - 72,8 milyon tona çıkacağı tahmin ediliyor.

Ağırlıklı üretim bölgesi olarak yüzde 71’lik payla Asya öne çıkarken, 2029’da kişi başına tüketimin 9,8 kilogramdan 12,1 kilograma çıkacağı öngörülüyor.

ANANAS

Küresel taze ananas ihracatının 2019’da 3,2 milyon tona ulaştığı kaydedilen raporda, bir önceki yıla göre yüzde 5 seviyesinde bir büyümeden bahsediliyor.

Ananas yetiştirilen alanlardaki yıllık yüzde 2 büyüme öngörüsüyle 2029’a kadar ananas üretimindeki yine yıllık bazda yüzde 2,3’lük artış sonucu rekoltenin 33 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor.

Küresel ananas ihracatının yıllık yüzde 1,5 büyüyerek 2029’da 3,6 milyon tona çıkması bekleniyor. Özellikle ABD pazarı ciddi bir potansiyel olarak görülüyor.

AVOKADO

Küresel avokado ihracatı 2019’da 2,3 milyon tonluk yeni bir seviyeyi yakalarken, bir önceki yıla göre artış yüzde 7 düzeyinde gerçekleşmiş.

Güçlü küresel talep ve ihracat birim fiyatındaki yüksek gelir, avokado pazarının ana itici gücü olarak gösteriliyor.

O yüzden bu ürünü yetiştiren ülkelerde üretimi artırmaya yönelik ciddi teşvikler ve bu teşvikleri değerlendiren önemli miktarda yatırımcılar yer alıyor.

Avokado, tropikal meyve grubunda en düşük üretim seviyesine sahip ürün olarak karşımıza çıksa da son yıllarda artan talep doğrultusunda en hızlı büyüyen ürün grubu olarak da dikkat çekiyor.

Avokado üretiminin 2029’a kadar 11 milyon tonu biraz aşacağı tahmin ediliyor ki bu da 2009’daki seviyesinin 2,5 katı anlamına geliyor.

Projeksiyonlara göre, dünyanın en büyük avokado üreticisi konumundaki Meksika’da üretimin gelecek 10 yıl boyunca yıllık bazda yüzde 4,9 artacağı öngörülüyor.

Sağlıklı ve besin değeri yüksek bir gıda olması bakımından avokadonun en büyük tüketici pazarı olarak ABD ve Avrupa Birliği öne çıkıyor.

PAPAYA

Papaya'nın küresel ihracatı 2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 8 artarak yaklaşık 310 bin ton seviyesine ulaştı.

Küresel papaya üretiminin 2029’a kadar yıllık bazda yüzde 2,1 artarak 16,6 milyon tona ulaşacağı tahmin ediliyor.

Dünyanın en büyük papaya üreticisi konumundaki Hindistan’ın üretiminin yıllık bazda yüzde 2,4 artarak 2029’da küresel papaya üretiminde yüzde 48 paya sahip olacağı öngörülüyor.

Üretimin yarıya yakınında Hindistan söz sahibi iken dünyanın en büyük papaya ihracatçısı ise Meksika ve en büyük tüketici pazarının da yine ABD ve Avrupa Birliği olması tahmin ediliyor.

MUZ

Muz, dünyanın önde gelen mahsulü ve ticaret ürünü olarak öne çıkıyor.

2000-2002 döneminde 69 milyon ton küresel üretimi olan muz, 2017-2019 yıllarında 116 milyon tonluk üretim ve 31 milyar dolarlık bir ekonomik hacme ulaştı.

Tüketici talebindeki yükseliş üretim alanlarında da ciddi artışlara neden oldu.

Örneğin, Hindistan’da 2000 yılında 470 bin hektarda muz üretimi gerçekleşirken, 2018’de bu alan 870 bin hektarı aştı.

Türkiye’de de kontrolsüz şekilde muz üretim alanlarının hızla arttığını hepimiz biliyoruz.

Muz üretimine dair akıllı sulama sistemleri, doğru gübre kullanımı ve bilinçli zirai mücadele gibi verimlilik ve kaliteyi baz alan üretim teknikleri rekolte artışlarında da önemli faktör olarak öne çıkıyor.

Biz her ne kadar 2-3 türüne şahit olsak da dünyada binden fazla yerel muz çeşidinin üretildiği ve tüketildiğini de not emkete fayda var.

En çok ticarileştirilen muz çeşidi ise küresel üretimin yüzde 40-50’sini karşılayan bodur/kısa cavendish türü muz olarak gösteriliyor.

2019’da 20,2 milyon ton ile küresel muz ihracatı yaklaşık 14,7 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmış durumda. Son 5 yılda muzun küresel ticaret değeri yüzde 43,3 artmış gözüküyor.

Olağandışı iklim olayları ve hastalıkların senaryo dışında kaldığı projeksiyonlara göre, küresel muz üretiminin yıllık bazda yüzde 1,5 büyüyerek 2029’da 132,6 milyon tona ulaşacağı öngörülüyor.

FAO raporunda öne çıkan veriler ve trendlerin özeti bu şekilde.

TÜRKİYE’DE İHRACATÇILAR EGZOTİK MEYVELERE YÖNELİYOR

Tropkil meyveler demişken, geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin bu alandaki ihracatına yönelik bir haber dikkatimizi çekti.

Antalya'da yetiştirilen ve ihraç edilen tropik meyve çeşitlerinin her geçen gün arttığı kaydedilen haberde, kivi, avokado, ananas, ejder meyvesi, çarkıfelek (passion furit), mango gibi egzotik meyve üretim alanlarının genişlediği ve söz konusu ürünlerin ihracatında da önemli artışlar olduğu dile getiriliyordu.

Batı Akdeniz İhracatçılar Birliğinin (BAİB) verilerine göre, bölgeden 7 ayda 274 bin dolarlık yaban mersini, 100 bin dolarlık kivi, 56 bin dolarlık avokado, 11 bin dolarlık ananas ihracatı gerçekleştirildi.

Tropikal meyve ihracatıyla uğraşan Ufuk Güngör, son yıllarda tropik/egzotik meyvelere ilginin daha da arttığını söylüyor.

Daha önce ithal gelen ürünlerin bir kısmının artık Türkiye'de üretildiğini belirten Güngör, bazı tropikal meyvelerin ihracatına da başlandığını kaydediyor.

Yurtdışında "blueberry" olarak bilinen yaban mersininde üretim alanlarının artmasıyla ihracatın da hareketlendiğini aktaran Güngör, avokadoda da hızlı bir gelişme yaşandığını dile getiriyor.

TÜRKİYE'NİN POTANSİYELİ

Aslına bakarsanız hep söylediğimiz bir şeyi yine tekrarlayacağız.

Türkiye, iklimi, toprağı ve biyoçeşitliliği ile tam bir hazine.

Çiftçi, maalesef üretim ve desteklemelerdeki plansızlık, arz-talep-fiyat dengesindeki uyumsuzluk yüzünden oyunun kazananı değil kaybedeni oluyor.

Bir kısmı tarımdan kopuyor, bir kısmı da bugün için ‘fantezi’ olarak nitelenen tropikal meyve üretimi gibi alternatif arayışlara giriyor.

Aslına bakarsanız bugün için Türkiye’nin ‘birkaç ürün dışında yabancı olduğu’ tropik meyve grubunda dahi 2-3 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşması hayal değil.

Bu topraklar, bu coğrafyanın geleneksel ürünleri kadar yeni ve alternatif ürünlerini de yetiştirmeye yeter.

Sadece elimizdeki kaynaklara ve gerçeklere göre orta ve uzun vadeli stratejiler belirleyip ne istediğimizi ve hedeflediğimizi kafamızda netleştirelim.

Ama daha bu noktaya bile gelemeden iş dönüp dolaşıp hep yıllardır boğuştuğumuz üretimden pazarlamaya kadar yaşanan kronik sorunlara geliyor.

Biz her şeye rağmen fırsat ve potansiyelleri aktarmaya devam edeceğiz.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü